31 Temmuz 2007 Salı
ERDEK
27 Temmuz 2007 Cuma
Yeni bir arkadaş:)
23 Temmuz 2007 Pazartesi
...
19 Temmuz 2007 Perşembe
MUFFIN
Aslında bu yazı çok daha farklı bir konu içerebilirdi. Yazmaya başlamıştım da ama kendimden korktuğum için yazmaktan vazgeçtim. Çünkü yazmak, anlatmak istediğim, kızdığım, anlayamadığım, hazmedemediğim çok şey var. Sadece şunu söylemek istiyorum:Ben 23 Temmuz sabahı gerçekten "aydınlık" bir Türkiye'de uyanmak istiyorum.
Herkese mutlu haftasonları! Oyunuzu dikkatlice kullanın!
17 Temmuz 2007 Salı
Zaman...
13 Temmuz 2007 Cuma
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili!
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili!Aşk Bu Dünyanın Ölçüleriyle Açıklanamaz Sevgili O İlkel Bir Acıdır, Yaban Bir Ağrıdır. Gelir ve İçimizdeki O Çok Eski Bir Şeye Dokunur. Sonra Bir Perde Açılır ve Yolculuk Başlar Bu Yolculukta Artık Para, Tarifeler Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş, Anneler ve Korkular Yoktur Aşkın Kendi Gerçekliği Vardır Sevgili. İnsan Başka Bir Işığa Teslim Olur, Daha Derinden Anlamaya Başlar, Bilgeleşir Hiç Bilmediği Sezgileriyle Buluşur Yükü Çok Ağırdır, Kendiyle Buluşmuştur Hem Dışındadır Dünyanın, Hem de Tam Ortasında. Hindistan'da Ganj Nehri'nin Yakılan Yoksun Adamın Hissettikleri de Onunladır, Yitirdikleri de... New York'ta, Bir Sokakta, Kartondan Kulübesinde Yaşayan Kadının Çıplak Yalnızlığı da Her Şey Onunladır, Ona Emanettir Sanki, Ama O, Çıldırtıcı Bir Yalnızlık İçindedir Yine de... Aşkın Kültürlü Olmakla, Bilgili Olmakla da İlgisi Yoktur Sevgili, Kanımıza Karışan İlkel Acı, O Yaban Ağrıyla Hiçbir Kitabın Yazamadığı Hakikatlere Daha Yakınızdır, İnan... Kim Demiştir Hatırlamıyorum, Aşk Varlığın Değil, Yokluğun Acısıdır Diye. Belki de Bu Yüzden İlk Gençliğimde, O Yoğun Aşık Olduğum Yıllarda, Gözüme Uyku Girmez, Dudağımda Bir Islıkla Bütün Gece Şehri, O Karanlık, O Hüzünlü Sokakları Dolaşır, İnsanları Uykularından Uyandırmak İsterdim. Uyanıp, İçimde Derin Bir Sızıyla Uyanan O Derin Sancının Acısına Ortak Olsunlar Diye... Aşk Çok Eski Bir Şeydir Sevgili Onun İçinden O Çileli Çocukluğumuz Geçer Sevdiğimiz İnsanların Çocuklukları da... Oradan Üvey Anneler, Eksik Babalar, Parasız Yatılılar Geçer Ve Sonra Aşk Bütün Bunları Alır, Daha da Eskilere Gider, Hep O İlkel Acıya, O Yaban Ağrıya... İnsan Bazen Nedensiz Yere Umutsuzluğa Kapılır Kimselere Veremez Sevgisini, Kimselere Derdini Anlatamaz, Evlere Kapanır... Bazen Denizler Kıyılar Çeker İnsanı. İnsan Bu Kapılmayı Anlayamaz, Oysa Çok Eski Bir Yerde Yaşanmasından Korkulup Vazgeçilmez Aşkların Sızısıdır Bu. Bu Sızı, Bu Yenilgi Mevsimlerle Yıllarla Devrilir Başka İnsanlara... Bir İnsanın Yaptığı Bir Hatanın Tüm İnsanlara Yayılması Gibi... İşte Şimdi Biz de Sevgili, Ya Olmadık Zamanlarda Umutsuzluğa Kapılıp, Soluğu Evlerde Alacağız, Ya da Denizler, Kıyılar Çekecek Bizi. Nasıl Biz Başkalarının Korkularını Taşıyorsak, Başkaları da Bizim Korkularımızı Taşıyacak, Yenilgimizi, Umutsuzluğumuzu... Birazdan Sabah Olacak... Para, Tarifeler, Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş, Anneler ve Korkular Başlayacak... Bunlar Varsa Bizim İçin Geçerliyse Aşk Yoktur ve Hiç Olmamıştır Sevgili. Birbirimizi Kandırmayalım... Hadi Güne Hazırlan, Yaşadıklarımızı Unutmaya Çalış Aşk Bize Güvenip Verdiği Büyüsünü, Sırlarını, Cesaretini, Bilgeliğini ve O İlkel, O Yaban Ağrısını Geri Alacak Bunlar Olurken İçimiz Bir an Üşüyecek, Sonra Geçecek... Hadi, Oyalanma Birazdan Yarın Olacak... AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ
Cezmi Ersöz
Ne dersiniz? Aşkta yarın yok mudur? Bu dünyanın sorunları, kriterleri, ölçütleri geçerli midir aşk için? Ya da aşkın ilk zamanları hiçbirşey olmaz mı insanın gözünde? Zaman geçtikçe taksitler, para, anneler, babalar, akrabalar çıkar mı bir bir meydana? Serilir mi gözümüzün önüne? Aşkın ömrü 3-5 yıl diyenler var. Ben kuzumu 8 yıldır deli gibi seviyorum:) Hepinize iyi haftasonları!...
9 Temmuz 2007 Pazartesi
AKITMA
Malzemeler:
1 yumurta
Aldığı kadar un
Aldığı kadar süt
Tuz
1 çay kaşığı karbonat
Tavayı yağlamak için tereyağ veya sıvıyağ
Yapılışı: Yapılışı gayet kolay. Yumartayı derin bir kapta çırpın. Sonra istediğiniz kadar süt ekleyin. Daha sonra da un. Kıvamı ne koyu ne de sıvı olmalı. Kek hamuru kadar yoğun olmamalı. Teflon tavanızı yağlayın ve her seferinde 1 kepçe karışım dökün. Altı hafif pişince ters tarafını çevirin. Bu şekilde alt-üst ederek pişirin. Yalnız 2 seferde bir tavayı yağlamayı unutmayın. Nutella, bal, reçel, peynir ile servis yapabilirsiniz. Tercih sizin. Süt ve un için hiçbirzaman ölçü kullanmıyorum. O yüzden de veremedim. Göz kararı diyebiliriz. Afiyet olsun, kilo olarak dönmesin:)
Not: Cuma günü bir akrabamızın oğlunun sünnet düğündeydik. Hiç alışkın olmadığım uzun topuklu ayakkabılar yüzünden hala ayaklarım sızlıyor. O gece ayaklarımın ve bacaklarımın ağrısından hiç uyuyamadım. İtiraf ediyorum biraz oynadım ve halay çektim ama bu kadar da ağrı olmaz ki? Topuklu ayakkabıyı saatlerce rahatsız olmadan giyebilmenin püf noktaları var mı? Bilen varsa benim gibi spor ayakkabı ve babet tutkunu birine anlatsın lütfen:) Herkese iyi haftalar!...
2 Temmuz 2007 Pazartesi
Haftasonu...
Cumartesi günü sabah, kardeşimin doğumgünü sebebiyle babamı da ikna ederek Çengelköy'de kahvaltı yaptık. Ben Çınaraltı Kahve'yi çok seviyorum. Dışarıdan içecek dışında istediğinizi götürebiliyorsunuz. Kuzumla kahvaltı için yaz-kış tercih ettiğimiz yerlerden biridir. İstanbul'da oturup, hala gitmeyenler varsa çok şey kaybediyorlar bence.
Kahvaltı keyfimizden sonra evde pasta kestik. Ayıptır söylemesi vişne-çikolatalıydı. Bir tesadüf eseri Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nda doğan mert çocuk nice yaşlara tekrar!