31 Ekim 2008 Cuma
...
Bir sürü şey yazdım,çizdim. Sonra sildim. Şimdi tekrar yazıyorum. 29 Ekim'in tatil olması çok güzel oldu. Bugün sanki Salı gibi gelirken aslında cuma:) Umarım herkes için güzel bir haftasonu olur. Benim için artık her gün çok önemli. Çünkü kuzum Aralık'ta askere gidecek. Tek dileğim; gittiği yerde huzurlu olsun, mutlu olsun! Uzaklık-yakınlık çok önemli değil. Şanslı ki istediği zamanda gidiyor. Belki zor olucak ama çabuk geçer umarım 5,5 ay. Eş olmak başka birşeymiş: Bakışlarla konuşmak, sabahları beraber uyanmak, utanmadan ağlayacağın bir omuz, güvenle sarılacağın kollar...Çok başka...Kuzumun yokluğunda büyük bir boşluk olucak ama bu da geçecek!...Mutlu haftasonları!...
28 Ekim 2008 Salı
Cumhuriyet'imizin 85. Yılı Mutlu olsun!
Cumhuriyet'imizin 85. yılını gururla ve onurla kutluyoruz!...Atatürk'ün bize çizdiği yolda ilerliyoruz. İnancımızdan, gururumuzdan, onurumuzdan hiçbirşey kaybetmedik! Kaybetmeyeceğiz de!...
Yarın çocukları olanlar mutlaka törenlere katılsın, bizim yaşadığımız gururu, heyecanı onlar da yaşasın!...Biz yarın Can Dündar'ın Mustafa filmini izliyor olacağız gözlerimizde yaşlarla...
Yarın çocukları olanlar mutlaka törenlere katılsın, bizim yaşadığımız gururu, heyecanı onlar da yaşasın!...Biz yarın Can Dündar'ın Mustafa filmini izliyor olacağız gözlerimizde yaşlarla...
Müjdeee!
Bloglar artık özgür! Mahkeme kararı kaldırdı, hata düzeltildi! Özgürce yazıp, özgürce okunabiliriz artık! Ne tuhaf bir duyguydu. Yanlış yapan birkaç kişi yüzünden binlerce blog yazarı karanlıkta kaldı. Ama nihayet aydınlıktayız artık! Hep güzel haberler vermek ve duymak dileğiyle!...
27 Ekim 2008 Pazartesi
??????????
Herkese merhaba! Şu an hala şoktayım. Anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum. Bir ya da birkaç kişi yüzünden neden herkes cezalandırılıyor? Bu nasıl bir mantık? Kendimi özel hayatıma müdahale edilmiş ya da benim olan birşeyi almışlar gibi hissediyorum. Bazı arkadaşlar wordpress e geçti. Bazıları .com uzantılı alan adı aldılar. Bazıları da inatla blogger dayız diyorlar. Ben de şu anda beklemedeyim. Umudum; bu kararın bozulması! Şu anda bununla ilgili bir kampanya var. Lütfen girin ve sesinizi duyurun!
http://www.bloghareketgunu.com/imza/bloguma-dokunma/index.php
http://www.bloghareketgunu.com/imza/bloguma-dokunma/index.php
23 Ekim 2008 Perşembe
Günler geçiyor...
Pazar günü Çengelköy-Çınaraltın'daydık. Evden kahvaltılıklarımızı, Çengelköy Börekçisi'nden de böreklerimizi, pidelerimizi aldık. Çaylarımız eşliğinde nefis bir kahvaltı yaptık. Haftasonuna güzel bir veda, Pazartesiye keyifli bir merhaba oldu...
Bu şirin ve anlamlı kitap ayracım taaa Washington'dan geldi. Begüşcüm sağolsun:))
Şu sıra Nermin Bezmin'in Sır romanını okuyorum. Bu kitap da Kurt Seyt & Shura kadar sürükleyici ama konusu biraz ilginç. Roman kahramanları arasındaki ilişkiler biraz tuhaf geldi bana. Ya da belkide bu kadarını beklemiyordum. Ama güzel yine de. Bakalım nasıl bitecek? Okumanızı tavsiye ederim. Nermin Bezmen'in dilini sevdim ben.
16 Ekim 2008 Perşembe
14 Ekim 2008 Salı
KALKAN-ÇIRALI
Kaş'ın komşusu Kalkan...Yine begonviller, yine kilimler, yine harika bir manzara. Ama fiyatlar pahalı. Bir de musakka meşhur Kalkan'da. Bir komşu da Patara. 18 km. lik upuzun bir kumsalı olan antik kent...Dalgaları Kaputaş'tan da yüksek...
Yine Çıralı...Hep Çıralı! Kaş'tan sonraki durağımız; 2. adresimiz Çıralı oldu. Yemyeşil ve mis kokulu limonlar, kıpkırmızı narlar karşıladı bizi. Tek kusur; çok kalabalık olmasıydı. Çıralı bakir olmaktan gitgide çıkıyor sanırım. Çıralı'da ilk defa tekne turuna çıktık. İyi ki çıktık! Çok güzel bir gündü! Tekne yeşil örtülü dağların arasından, lacivert sularda seyrederken, kendimi bir ara yüzyıllar öncesine Likyalılar'ın yanına gitmiş gibi hissettim. Çoban koyu, Sazak koyu, Büyük Ceneviz, Küçük Ceneviz...Harika koylardı. Ama en güzeli Büyük Cenevizdi. Turkuaz bir su ve kum...Görmeyen çok şey kaybeder...
10 Ekim 2008 Cuma
KAŞ
Sanki bir köy ama şehir de aynı zamanda. Heryerde kediler, köpekler. Ama en çok da kediler...Bir Akdeniz klasiği begonviller uzanıyor duvarlarda. Kaş'ın peştemalları çok meşhur anlaşılan. Her yerde peştemal vb. ürünler satan mağazalar var. Gümüşçüleri de atlamamak lazım. Çınarlar Restaurant'ın yemekleri çok lezzetli. Pidesi, pizzası, makarnası ve ezmesi bizzat denendi, onaylandı. Pansiyon derseniz; White House derim. Adı pansiyon ama kendisi butik otel.
7 Ekim 2008 Salı
...
Tatil de bayram da bitti. Eve döndük. Cumartesi sabahı son dakika diye geçen haberle bir kez daha yıkıldık. İsyan ettik! Kızdık!...Ben artık gerçekten söyleyecek birşey bulamıyorum. Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısını mutlaka okuyun!...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)