27 Temmuz 2010 Salı

Un Helvası

1 seneyi geçmiş bir tarif paylaşmayalı. Kısmet un helvasınaymış. Dün Kandil olunca ben de helva yapmak istedim. Annem çok güzel yapar un helvasını. Evde hiçbirşey olmadığı zamanlar, tuttururdum anne helva yapsana diye. Biraz zahmetli ama yemesi çok keyifli bir lezzet...Tarif Gönül Candaş'ın Bereketli Olsun kitabından.



Malzemeler:

1 küçük paket margarin (125 gr.) (Ben tereyağ tercih ettim.)

2 su bardağı un

1,5 su bardağı şeker (Şekerden biraz azaltıp, pekmez de kullanabilirsiniz. Böylece rengi de daha koyu olur.)

1 su bardağı süt

1 su bardağı su

1 çorba kaşığı çam fıstığı (Ceviz de olabilir.)

Yapılışı: Yağ eritin, unu eleyerek ekleyin. Orta ateşte en az yarım saat koyu pembe olacak şekilde karıştırın. Daha sonra sütü, suyu ve şekeri ilave edin. Karıştırırak, pişirin. Helva tencereye yapışmıyorsa olmış demektir. Ceviz veya fıstıkla servis edebilirsiniz. Hatta dilerseniz fıstığı veya cevizi pişirirken içine de koyabilirsiniz. Afiyet olsun! Sağlık versin!...


22 Temmuz 2010 Perşembe

Yıllar sonra...


2003'te gelmişlerdi en son. Çok istemiştim ama gidememiştim o zaman. Neyse dedim gelirler elbette yine...İşte 7 sene sonra yine İstanbul'dalar...Cranberries!!!! Bizim için çok şey ifade ediyor. Hatta düğünümüzde dans parçamız bile şuydu. Biz bu akşam eğer hava müsade ederse anıları canlandırıp, keyif yapıyor olacağız...

Foto

18 Temmuz 2010 Pazar

Aklım Selimiye'de kaldı...






Bir kez daha anladım ki ben "Herşey dahil tatil" insanı değilim...Oda-kahvaltı bir pansiyonda kalıp istediğim yerde denize girip, istediğim yerde yemek yemeliyim.


Hatta canım ne zaman isterse o zaman yemeliyim. 5 çayı-dondurma saati vs... diye sınırlamalar olmamalı...


Kahvaltı sonrası bulunduğum yeri çıkıp, gezmeliyim. Nerde ne var gezip, görmeliyim...


Bol bol fotoğraf çekmeliyim sonra...

Gözlerim bayram etmeli; mavi temiz bir deniz, rengarenk çiçekler, bir gün bizim de olsun dediğimiz yatlar...



Hep şezlongta yatılmaz ya...


Görülecek ne çok şey var oysa ki...



Deniz, güneş, fotoğraf, gezmek, yemek derken bol köpüklü bir Türk kahvesi ile gün bitmeli...

13 Temmuz 2010 Salı

1338

Cebimde kuzumun denizden çıkardığı taşlar, tenimde şaşırdığım bir koyuluk, hafızamda bir sürü tekne silueti ve de 1138 fotoğrafla döndüm...Aklım en çok Selimiye'de kaldı...

1 Temmuz 2010 Perşembe

Hergün gibi bir gün...


Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nda doğmak bir Denizci'nin kaderi midir? Yoksa güzel bir tesadüf mü? Doğumgünün mutlu olsun genç Denizci! Enişten genç değil artık o yaşlandı diyor ama:) Denizlerin engin, rüzgarların dingin, pruvan neta olsun! Tüm denizcilerin bayramı da mutlu olsun!
Bu güzel ve anlamlı günde bizim için artık sıradan hale gelen haber geldi yine. 2'si asker 4 şehit!...Ne desem, ne yazsam bilemiyorum ki...Allah rahmet eylesin! Nur içinde yatsınlar!...
Marmaris-Gökova arasındaki yolu genişletmek için 8000 ağaç kesilecekmiş. Haberiniz var mı???
Haftaya bu zamanlar Marmaris'te olacağız. 2 gün Datça'da kalacağız ama pansiyon konusunda hala karar veremedik. Okuyup da tavsiyesi olan varsa bekliyorum.
Bendeki atalet duygusu tavan yapmış durumda...Ne kitap okuyorum ne de başka birşey...Kırmızı mutfağa bile yanaşmıyorum pek...Yukarıda kakaolu-cevizli kek bir tatlı krizi sonucu pişti. Tatlı krizleri de olmasa Browni Intense'e talimiz...