31 Aralık 2008 Çarşamba

HOŞGEL 2009!...

2009...

Senden herkes birşeyler bekliyor, istiyor...

Ben de isteyebilir miyim?

Umutla beklenen 2009 sende hiç savaş olmasın! Olur mu? İnsanlar boş yere ölmesin!

Senin için 2008'den daha zor olacak diyorlar. Doğru mu? Kriz daha da büyür mü? Büyümesin! Artık insanlar işten çıkarılmasın! İşsizler işe kavuşsun!

2009 sen daha sağlıklı bir yıl ol! Tamam mı? Hiç kimse hastalıktan ölmesin!

Seninle çocuklar daha mutlu olsun! Artık ağlamasınlar!

Güzel ülkemin insanları seninle daha da mutlu olsunlar!

Kuzum da Mayıs ayında sağlıkla dönsün tamam mı?

Sağlık, huzur, mutluluk, barış, iyi bir ekonomi...

Daha ne istenir bilmiyorum ki???

Mutlu yıllar herkese!...

29 Aralık 2008 Pazartesi

Fırında Deniz Levreği ve Fıstıklı Tahin Helvası

Cumartesi günü evde balık keyfi yaptık annemlerle. Menümüzde deniz levreği, bol salata, sumaklı soğan ve fırında fıstıklı helva vardı.

Deniz levreğinin tadı bir bambaşka. Çiftlik balığıyla deniz balığı ne kadar farkediyor. Gelelim balığımızın tarifine. Fırında balığın yapımı çok basit.


Malzemeler:

1 adet levrek (Yaklaşık 1 kg. - 3 kişi için ideal)

250. gr mantar (biz küçük kavanoz konserve mantar kullandık)

2 adet kuru soğan

1 adet patates

Dilediğiniz kadar top karabiber

4-5 yemek kaşığı tereyağ

2-3 diş sarımsak

Yapılışı: Temizlenmiş levreği yıkadıktan sonra yağlı kağıtla kapladığınız tepsinize yerleştirin. Kenarlarına patatesleri ve soğanları istediğiniz gibi keserek koyun. Sonra mantarları,top karabiberleri ve sarımsakları gelişigüzel tepsiye yayın ve biraz su ekleyin. En son tereyağını balığın üstüne sürerek 230 derecelik fırında 1 saat kadar pişirin.

Dışarıda balık yediğimiz zaman, sonrasında ya fırında helva ya da ayva tatlısını tercih ederiz. Annemle düşündük; helva alalım, fırına koyalım! Çok da güzel oldu. En sevdiğiniz tahinli helvayı alın, güveç kabına koyun, üstüne ya ceviz ya da fındık dövün. 200 derecede helva eriyene kadar pişirin. Afiyet olsun! Sağlık versin!
Ben bu lezzetleri sizlerle paylaşırken beklenen kar İstanbul'da. Lapa lapa yağıyor:)

26 Aralık 2008 Cuma

...

İstanbul şu sıralar Ankara kadar soğuk...Ankara'da kış sert geçer. Sabah ayazını hiç unutmam. Karda bambaşka olur. Meclis Parkı, Kuğulu Park kardan örtüsüyle bir başkadır. İstanbul'a yağmadı kar. Yağar gibi yaptı ama yağmadı...Şimdi yağmur yağıyor sanırım. Bilgisayar başındayım yine. Sanki bütün gün başkası oturdu başına! Yanımda anneannemin hamuru, acıbadem ve tabiki çayım var...Fonda slow şarkılar...Kuzumu düşünüyorum...Dostlarıma süprizler hazırlıyorum...Hayat yavaşladı sanki biraz...Bir dinginlik...Bir boşluk...

Mutlu haftasonları herkese...

24 Aralık 2008 Çarşamba

23 Aralık 2008 Salı

I'll miss you when you are gone!...

Hold onto love that is what I do now that I've found you.
And from above everything's stinking, they're not around you.
And in the night, I could be helpless, I could be lonely, sleeping without you.
And in the day, everything's complex,
There's nothing simple, when I'm not around you.
But I'll miss you when you're gone, that is what I do. Hey, baby!
And it's going to carry on, that is what I do. Hey, baby...
Hold onto my hands, I feel I'm sinking, sinking without you.
And to my mind, everything's stinking, stinking without you.
And in the night, I could be helpless, I could be lonely, sleeping without you.
And in the day, everything's complex, There's nothing simple, when I'm not around you.
But I'll miss you when you're gone, that is what I do. Hey, baby! And it's going to carry on, that is what I do. hey, baby...

Dans parçamız; şu sıralar hep dilimde...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Geçen sene bu zamanlar...

Geçen sene bu zamanlar Franfurt'taydık...Fotoğraflara bakarken ne kadar güzel vakit geçirdiğimizi anımsadım. Kuzenlerim ve eşleri...Tam Christmas zamanı gitmiştik. Bizim de Kurban Bayramımıza denk gelmişti. Frankfurt'un alışveriş merkezlerinin bulunduğu caddede noel fuarı kurulmuştu. Her yıl ışıl ışıldı.
Zeil Galerie'nin tepesinden caddenin görünüşü.
Noel fuarında her türlü yiyecek ve hediyelik eşya vardı. Bu fotoğraf sıcak şarap içtiğimiz yere ait.
Meşhur Glühwein; yani sıcak şarap. Çok güzeldi!

Alte Oper'in (Eski Opera) önü. Yeni yıl için böyle ışıklandırılmış havuz. Hava -8 dereceydi genelde biz oradayken. Bir daha baharda gitmek istiyorum:)

18 Aralık 2008 Perşembe

YER ELMASI

Herkes bilmez yer elmasını. Ben de ortaokuldayken yemiştim ilk kez. Bir komşumuz yapmıştı. Sebze aşığı babam bayılmıştı. Hemen tarifini aldı. O da yapmaya başladı. Uzun zamandan sonra geçen hafta yine yapmış. Bana da burada paylaşmak düştü:) Yalnız malzemelerin ölçüsü yok baştan söyleyeyim. Babam 40 yıllık ev hanımları gibi göz kararı yapmış.
Malzemeler: Yer elması, havuç, soğan,1/4 çay bardağı pirinç, dereotu, zeytinyağı, 1 adet kesme şeker ve su.

Yapılışı: Soğanları küçük küçük doğrayın ve zeytinyağında kavurmaya başlayın. Daha sonra küçük küçük doğradığınız yer elmalarını-havuçları ve yıkadığınız pirinci soğanlara ekleyin ve kavurmaya devam edin. Sonra su ve şekeri ekleyin. Suyunu hafif çekinceye kadar pişirin. Soğuduktan sonra dereotu ile servis yapın. Afiyet olsun! Sağlık versin!

17 Aralık 2008 Çarşamba

Şafak:147!

Bugünü saymazsak şafak:147...Günler geçiyor. Ben iyiyim. Havaalanında kuzumu uğurlarken ağlamamak için direndim ve ağlamadım. Gülerek uğurladım. Eve geldim; yine ağlamadım. Umarım bu sakinliğim, fırtına öncesi sessizlik değildir. Her gün görüşüyoruz:) (Maşallah!) O da iyi,bir problem yok. Bana destek olan herkese buradan tekrar teşekkürler!

Şimdiden tatil planları yapmaya başladım ben. Kuzum işe başlamadan 1 hafta kaçarız belki bir yerlere. Kısmetse dönüş Mayıs ortası gibi olacak. Belki Asmterdam, belki Frankfurt ya da Antalya olur rotamız. Hiç bilmiyorum ama şu anda hayali bile çok güzel.

Bayramda tüm akrabalara gittik. Askerlik öncesi el öpmek için:) Ee bu durumda benim rejim de bir süre ertelendi tabiki. En son tartıldığımda hala 70 dim. Ama pazartesinden itibaren tekrar rejim düzenine döndüm. Haftasonu tartılacağım bakalım. Umarım tartının ibresi 70 in solunda olur. Öyle çok iştahım yok zaten şu sıralar...

Bayramdan önce AROG' a gittik kuzumla. Güldük, eğlendik ama çok güzel değildi. Ben Osmanlı Cumhuriyeti'ni daha çok beğendim doğrusu ama yine de Cem Yılmaz'ı kutlamak lazım. Her film Türk sinema sektörüne katkı sonuçta. Şu sıra; yabancı filmler kesinlikle popüler değil. Yaşasın Türk filmleri! Mesela ben Issız Adam'ı hala izleyemedim. Ne zaman bilet almaya çalışsak, kalmadığını gördük. Hem sinir bozucu hem de sevindirici bir durum.Bu arada kuzum gitmeden önce Prison Break 4. sezonu bitirdik. Süper bir sezondu. Çok heyecanlıydı. Tavsiye ederim.

14 Aralık 2008 Pazar

...

Kuzumu bu sabah gönderdim. 5 ay sonra gelecek inşallah! Allah vatani görevini yapan tüm askerlere kolaylık versin! Hepsine hayırlı teskereler!...Güle güle gidip gelirler inşallah!

3 Aralık 2008 Çarşamba

Saçımın son hali:)

İşte saçımın son hali:) 2,5 sene önce kızıla boyatmıştım saçımı. İlk dip boyamdı. Sonra kızılın birçok tonunu kullandım. Son zamanlarda ise favorim: Mor:))) Çok koyu değil ama. Bu gördüğünüz renk: kahverengi, mor ve kızılın bir karışımı. Çok hoşuma gitti. Uzun bir süre böyle boyatacağım galiba. Belki biraz daha kahveye döndürebilirim. Morun en güzel tarafı kızıl gibi 20 gün sonra açılmıyor. Ben rekor kırarak en son boyamı 2,5 ay önce yaptırmıştım. Bu da sanırım 2-2,5 ay gider. Her ay boya yaptırmak beni sıkıyor. O yüzden koyu renge döndüm. Aslında kızıllar bana yine kataloglardam göz kırpıyorlar ama kullanımı zor. Bir yandan da şöyle koyu kahve üstüne karamel gölge mi yaptırsam diyorum. Evet! Bildiniz, ben kararsızım:))

Arap Kurabiye

Ne zaman blogumla ilgili istatistiklere ve aramalara baksam: Arap Kurabiye diye aramalar görüyordum. Hep de merak ediyordum ama hiç bakmamıştım. En sonunda Oya Hanım'ın sayfasında rastladım tarife. Birkaç gün sonra da denedim. Çok güzel ve orijinal bir tatmış. Tarif Betül Hanıma ait: buradan ulaşabilirsiniz. Ben tariften farklı olarak 2 adet haşlanmış yumurta sarısı kullandım. Belki yumurta kokusu rahatsız edebilir diye. Herkes tarafından çok beğenildi, tarifi alındı. Betül Hanım'a ve Oya Hanım'a buradan teşekkür ediyorum. Afiyet olsun, sağlık versin!

Not: Neredeyse 1 ay oldu ama ben hala 2 kg dan fazla veremedim. Genelde ilk 3 kiloyu 1 ayda verirdim ama nedense şimdi takıldım...

2 Aralık 2008 Salı

Neler Neler!...

Günler çok yoğun geçiyor! Koştur koştur herşey! Bir bakacağım; kuzum gitmiş...Bayramda belli olacak nereye gideceği. Tek isteğim; huzurlu olsun! Askerlik öncesi günleri olabildiğince verimli geçirmeye çalışıyoruz. Ama ne kadar olursa....2 hafta önce Mango Kanyon'da yapılan özel alışveriş gecesine katıldık kuzumla. Mango belli sayıdaki müşterisi için özel bir gece düzenlemiş. Davetli olmayanlar giremiyor. Kapıda bizi çikolata ve içki servisi yapan bayanlar karşıladı. Sponsor olarak Baileys ve Douglas vardı. Köşe yazarı Onur Baştürk de djlik yaptı gece boyunca. Gecenin önemli özelliği tüm ürünlerde %20 indirim oluşuydu. (Biraz daha olabilirdi diye düşünüyorum) Kuzum bana evlilik yıldönünü hediyesi olarak aşağıda gördüğünüz triko elbiseyi aldı. Bayramda giyeceğim:)
Alışveriş yapınca hediye olarak bu t-shirt ü ve rimeli verdiler.

Douglas'ın kozmetik uzmanları o gece isteyenlere ücretsiz makyaj da yaptılar. Güzel bir alışveriş oldu:)
Dün bir hevesle Issız Adam filmini izlemek için sinemaya gittik ama maalesef biletler bitmişti. Genç Turkcell günü olduğu için sinema inanılmaz kalabalıktı. Biz de Osmanlı Cumhuriyeti'ne gittik. Mutlaka gidin derim! Bir kere filmin çıkış noktası çok anlamlı: Atatürk Olmasaydı??? Filmin çoğu yerinde ağladım. Hele son sahnede gözyaşlarım aldı, yürüdü. Fikrine, emeğine sağlık Gani Müjde! Nasıl da güzel bir ders vermişsin! Ama tabiki anlayanlara.....