27 Şubat 2008 Çarşamba

Her mevsim güzel Abant...

Geçen hafta, aklımda hep "Haftasonu nereye kaçsak acaba?" düşüncesi vardı. Güneş yüzünü gösterip, soğuk da gidince insan kıpırdanmaya başlıyor haliyle. Orası mı burası mı derken Abant'a gitmeye karar verdik sonunda. Aslında Abant'ın kışını hiç görmediğim için uzun zamandır aklımdaydı gitmek. Yol durumu araştırıldı, hava durumumuna bakıldı. Pazar sabahı yollar açık mıdır? Ya yolda kalırsak? Biz en iyisi boğazda kahvaltı keyfi yapalım derken, kendimizi Abant yolunda bulduk.Yol açıktı, karlar erimişti. Eee güneş de bizimleydi. Abant a girdiğimiz andaki görüntü harikaydı! Her yer kar! Hiçbir yeri tanıyamadık. Açıkcası ben bu kadar kar beklemiyordum. Bir heyecanla arabayı park edip, yürüyelim dedik ama ne mümkün sadece iskeleye gidebildik. İşte karşınızda donmuş Abant Gölü...Her taraf bembeyaz. Çok da kalabalıktı, yolda yürüyemeyeceğimizi anlayınca gölün etrafını arabayla dolaştık.
Abant her mevsim güzel ama kışın ayrı bir güzel...Bu manzaraları mutlaka görmelisiniz bence... Park sıkıntısı,kalabalık derken yemeği Bolu Dağı'nda yedik. Bolu Dağı'nda sağlı sollu bilumum ....'nın Yeri adında yer var biliyorsunuz. Biz Karanlıkdere'yi tercih ediyoruz. Ben yıllar önce gittiğimde çok beğenmiştim. Kuzumu da oraya alıştırdım:) Hem temiz, hem uygun hem de sakin bir yer. Yolunuz düşerse kesinlikle gitmenizi tavsiye ederim. Bu arada şu bir gerçek ki Bolu tüneli açıldıktan sonra yukarıdaki restoranların işleri çok azalmış. Yol çok tenhaydı. Artık birçok kişi mesafeyi azalttığı için Bolu tünelini tercih ediyor. İnşallah işleri açılır dileğiyle bir sonraki durağımızda görüşmek üzere!...

Not: Bu 100. yazımmış! Hiç farkında değilim! Daha nice 100 ler!!!!

25 Şubat 2008 Pazartesi

Annemin Doğumgünü Pastası

İlk pastamla karışınızdayım:) Geçen hafta annemin doğumgünüydü. Bir cesaretle anneme kendim bir pasta yapmak istedim. Aslında planım kedidili bisküvisinden bir pasta yapmaktı ama birçok yere bakıp da kedidili bulamayınca ortaya böyle bir pasta çıktı. Belki görüntüsü çok profesyonel değil ama tadı harikaydı ve annemin yüzünde kocaman bir gülümsemeye sebep oldu.Malzemeler:

3 katlı pastaban
2 Paket Dr.Oetker çikolatalı dolgu krema
Dolgu kremayı hazırlamak için 6 çay bardağı süt
Dilediğiniz kadar vişne
Dileğiniz kadar damla çikolata
Üstünü süslemek için fıstık tozu

Ganaj için:
1 yemek kaşığı tereyağ
240 gr. çikolata (2 paket sütlü, 1 paket bitter çikolata)
1 paket hazır krema

Yapılışı:Dondurulmuş vişneleri bir kaseye koyun ve üstüne biraz su ekleyin. Çözülene kadar bekleyin. Bu sırada vişneler de sularını salacaklardır. Bu suyla pastabanlarınızı iyice ıslatın. Sonra dolgu kremanızı tarifine göre hazırlayın. Sadece soğuk sütle karıştırıyorsunuz, pişirmenize gerek yok. Pastanın tabanına dolgu kremayı sürün, üstüne çekirdeklerini çıkardığınız vişneleri ve damla çikolataları yerleştirin. Bu işlemden sonra 2. katı tabanın üstüne kapatın ve aynı işlemi bu kata da uygulayın. En üste de pastanınızın üst katını yerleştirin. Sıra geldi pastanın üstünü kaplamak için ganajı hazırlamaya. Küçük bir tencerede tereyağını eritin, ardından çikolatayı ekleyin ve eritin. Çikolata tamamen eriyince kremayı ekleyin ve karıştırın. Ganaj ılındıktan sonra pastanızı ganajla kaplayın. En son fıstık tozu ve vişneyle süsleyin. 1 gece dolapta bekletirseniz tadı daha lezzetli olur. Afiyet olsun!

20 Şubat 2008 Çarşamba

Birkaç öneri...

Güneşli bir İstanbul'dan herkese merhaba:) Bu sabah da buz tutmuş yokuş sokağımızdan düşmeden çıkabildim. Güneşi özlemişim. "Bu sabah iyi ki güneşli bir sabah! Çalışıyor olsan da keyfini çıkar!" dedim kendime. Gelelim ne seyredelim? Ne okuyalım köşesi için önelerilerimize: Evde dvd keyfinde geçtiğimiz hafta iki film vardı. Biri Amerikan Gangsteri diğeri de Benim Aşk Pastam. Bu filmi bir hevesle aldım ama izlerken hiç keyif almadığımı söylemeliyim. Tam bir hayal kırıklığı. Hatta bu hayal kırıklığına Güldoş u da ortak ettim. "Çok romantik bir film, beraber izleyelim!" dedim. Ama ... Baş rollerde Norah Jones ve Jude Law var. Öncelikle filmin konusunu beğenmedim. Açıkcası ben ne anlatılmak istediğini anlayamadım. Norah Jones ve şarkıları olmasa hiç çekilmezdi sanırım. Ayrıca rejimde olan bana bol bol böğürtlenli tatlı görüntüleri nasıl etki etti düşünün:)İşte bu film izlenmeye değer! Amerikan Gangsteri! Film, New York 'ta eroin ticareti yapan bir adamın öyküsünü anlatıyor. Baş roller de Danzel Washington ve Russel Crowe var. İkisinin de oyunculuğu iyiydi bence. Bunu tartışmaya da gerek yok sanırım. Konusu ve kurgusu da iyiydi. Biraz uzun ama izleyin derim!Buket Uzuner'in İstanbullular kitabını okumayan kalmamıştır ama ben yine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Yer: İstanbul Atatürk Havalimanı. Konu: Birden fazla öykü daha doğrusu birbiriyle bir şekilde ilintili onlarca insanın öyküsü. Buket Uzuner bize hem farklı farklı öyküler anlatıyor hem de İstanbul' u bir başka gözle tanıtıyor kitabında. Okumanızı tavsiye ederim. Şu an Sunay Akın'ın Tuncay Terzihanesi kitabını okuyorum. O da bir dahaki sefere...

Kaynaklar: Beyazperde ve İdeefixe

18 Şubat 2008 Pazartesi

Sokağımızın sabahki hali...Siz şimdi benim sıcacık evimde, çayımı yudumlayarak karı izlediğimi sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz!!! İstanbul'da şu anda tipi var ve ben iş yerindeyim. Tabiki sinirliyim. İş yerim evime yakın sayılır ama çok zor geldim! Neyse güzel haberlere geçelim: Şu meşhur sınavıma çok çalışmama rağmen az bir farkla kazanamamıştım. İtiraz hakkımı değerlendirdim. Hani belki bir ihtimal diye. İçimden de bir ses diyordu: "Olacak bu iş!" diye. Sevgililer gününde itirazımın sonucu geldi: Kabul edilmiş, kazanmışım:)) Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam:)) İnsanın emeklerinin karşılığını alması çok güzel! Umuyorum ki bundan sonra hep böyle devam eder...Sizi sokağımızın görüntüsüyle başbaşa bırakarak işime geri dönüyorum...Herkese iyi haftalar!

14 Şubat 2008 Perşembe

YE#31 BAYAT EKMEKLER-YUMURTALI EKMEK

Ye etkinliklerinden birinde yine sıra. Bu ayki etkinlik konusu "Bayat Ekmekler". Ev sahibesi sevgili Hale. Hepimiz bayat ekmeklerden ne yapsak diye düşünürüz çoğu zaman. Bu etkinlik sayesinde cevaplarımızı alacağız. Eminim ki çok ilginç ve pratik fikirler çıkacak ortaya:) Hale'ye teşekkür ediyor ve kolaylıklar diliyorum. Benim etkinlik için seçtiğim tarif: Yumurtalı Ekmek diğer adıyla da Cici Papa:) Tarife geçmeden önce bayat ekmekten yapabileceğimiz bir alternatif daha sunmak istiyorum size. Bayat ekmeklerinizi küçük parçalara ayırarak fırında bir süre kızartın. Sonra robottan geçirin. Buyrun size galete unu:)
Malzemeler:
Kızartmak için sıvı yağ
Ekmek
1 yumurta
Süt

Yapılışı:Yumurtayı ve sütü çırpıp bir karışım hazırlayın. Süt için göz kararı bir ölçü kullanıyorum. Ne çok sıvı ne de yoğun olsun. Dilim sayısına göre ayarlayabilirsiniz. Ekmekleri hazırladığınız karışıma iyice bulayarak, kızartın. Sıcakken servis yapın. Afiyet olsun!

12 Şubat 2008 Salı

Vişneli Tartolet


İşte size kolaya kaçtığım tariflerden biri daha:) Vişneli tartolet...Ben tartları ve tartoletleri çok seviyorum. İstediğiniz gibi süsleyebiliyorsunuz. Görüntüleri de çok şirin oluyor. Tartoletleri Almanya'dan almıştım. Dün yapayım dedim. İnternette biraz araştırdım; üstüne ne koysam diye? En sonunda muhallebiye karar verdim. Muhallebi tarifini sevgili Muhterem Hanımdan aldım. Kendisine tekrar teşekkür ederim. Tarifin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz. Çok güzel bir görüntü çıktı ortaya. Tadı da güzel sanırım:)

Malzemeler:(6 adet tartolet için)
4-5 yemek kaşığı tereyağ
250 ml. süt
1/4 bardak süt
1/4 bardak şeker
1/4 bardak un
Yarım paket vanilin

Yapılışı: Muhallebiyi yavaş yavaş pişirin. Biraz soğuduktan sonra minik tartlarınızın üzerine sürün. Üstünü de vişnelerle ya da istediğiniz herhangibir meyveyle süsleyin. Afiyet olsun:)

8 Şubat 2008 Cuma

Biraz da moda!...

Şunu farkettim ki blogumu açtığımdan bu yana moda ya da giysilerle ilgili bir yazı yazmamışım. Oysa ki kıyafetler ve aksesuarlar her kadında olduğu gibi bende de bir tutku. Hani derler ya yıllarca alışveriş yaptım hala giyecek birşeyim yok! Bazen ben de böyle hissediyorum kendimi. Bazı sabahlar dolabın karşısında oturup birkaç dakika düşündüğüm oluyor; acaba ne giysem diye. Bu durumda biraz modadan bahsedelim. Size yeni sezon için birkaç markadan örnekler seçtim. Bakalım beğenecek misiniz?
Bu sezon yine yelekler var. Siyah-kahve-bej. Özellikle baharda güzel bir alternatif olabilirler bence. Üstteki yelekli kombinasyana bayıldım. Pastel tonlar ağırlıkta gibi. Kremler, beyazlar, sarılar, yeşiller var. Capriler ve şortlar yine revaçta. Kışa taşınan şortlar yazında karşımızda olacak! Üstteki yeşil-krem-beyaz uyumunu da çok sevdim ben. Uzun kolyeler olacak yine! Ben kışın boğazlı kazaklarla çok kullanmıştım, yeni sezonda da askılı bir body ve yelekle çok kullanışlı olabilir. Sarı ve gri uyumu da çok güzel. Tam bir bahar kombinasyonu! Yeni sezonda da gözüme çarpanlar arasında kısa hırkalar da var. Tıpkı üstte olduğu gibi. Altına kot ve kemerle çok şık olabilir.
Mavi-beyaz-lacivert benim favori renklerim. Bunların hepsine bayıldım. Sanırım bu sezon üzerimde hep bu renk ve tarz da giysiler olacak! Amacım sadece fikir vermekti. Bu soğuk ve gri kış gününde içiniz biraz olsun açılmıştır umarım. Mutlu haftasonları!

Kaynak: MANGO-GAP-OLD NAVY

5 Şubat 2008 Salı

Anneannemin Hamuru

Tam bir anneanne tarifi ile karşınızdayım. Aylar önce fotoğrafladığım tarifi ancak paylaşabiliyorum sizlerle. Anneannemin hamuru sülalade meşhurdur. Kimse de onun gibi yapamaz. Eğer anneanneme kahvaltıya gittiysek, sofrada mutlaka taza taze kızartılmış hamur olur. Duyduğum kadarıyla birçok kişi fırından hamur alıp, kızartıyormuş. Biz çocukluğumuzdan beri evde yapılan hamur yiyoruz. Ben henüz denemedim ama en kısa zamanda kendim de yapmak istiyorum.
Malzemeler:
1 yumurta
1 çay kaşığı karbonat
1 su bardağına yakın yoğurt (Ekşi olursa daha iyi olur)
1 türk kahvesi fincanı süt
Aldığı kadar un
Biraz tuz
Yoğururken koymak için zeytinyağı

Yapılışı:Harcı karıştırın, unu azar azar ekleyin. Yoğururken çok az zeytinyağı damlatın. Kulak memesine yakın kıvama gelinceye kadar iyice yoğurun. Ağzı kapalı bir şekilde sıcak bir ortamda en az 1 saat bekletin. Sonra küçük parçalar koparıp elinizle şekil vererek (açarak), kızgın yağda kızartın. Afiyet olsun:)

1 Şubat 2008 Cuma

Barınak Balık

Çok sevdiğim bir dostumla bir akşam keyif yaparken bana söyle dedi:"Şöyle salaş bir balıkçıya gitmek istiyorum. Hani filmlerde olur ya; deniz kenarında eski bir balıkçı. Haffiten bir türk sanat müziği fonda, masalarda taze balıkların kokusu, kulağınızda sadece dalgaların sesi..." Ertesi gün araştırdım ve karşıma Barınak Balık çıktı. Şu gün bugün derken; arkadaşımın doğumgününde gitmeye karar verdik. Barınak Balık tam Rumeli Feneri nin altında, balıkçı barınaklarının orada. Rumeli Feneri ne girdiğiniz anda bir anda başka bir şehre geçmiş gibi oluyorsunuz. Havası çok güzel, burnunuzda deniz kokusu. İnsan bir an çılgınlık yapıp, orada yaşama isteği duyuyor. Haftasonu gidecekseniz rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Biz cumartesi gittik, çok kalabalıktı. Ortam güzel, garsonlar ilgili. Biz taze olduğu için balık olarak hamsiyi tercih ettik. Meze olarak da şakşuka, kalamar, balık kavurması vs..Hamsi nasıl tazeydi anlatamam. Kalamar da çok iyiydi. Her yer kalamarı iyi yapamıyor bence. Balık kavurması da çok lezzetliydi, tavsiye ederim. Ben yanına beyaz şarap istedim. Garson yeşil bir içki getirdi. Sonradan anladık ki kivili beyaz şarapmış. Şirince'nin meşhur meyve şaraplarından. Fırsat bu fırsat tattım ben de. Tatlı bir içki, çok güzel. Ama balıkla değil de sade içilse daha keyifli olabilir. Canlı müzik yoktu o gün. Sadece Salı günleri canlı fasıl varmış. Fiyatlara gelince iyi hizmet ve lezzetli yemekler için normal fiyatlar. Biz o akşam çok keyifli bir yemek yedik. Uzak demeyin mutlaka bir haftasonu gidin! Akşama doğru gidin ki manzaranın da tadını çıkarın! Benden söylemesi...Hepinize sağlıklı ve mutlu haftasonları!