İlk günler Bodrum'daydık. Otel balkonumuzdan manzaralar...
Bu kareler de yine otelden. Bir akşam Bodrum'un merkezine gittik. Bodrum çok tenhaydı. Barlar sokağının herzamanki kalabalığı hiç yoktu. Barlar bomboştu. Barların çoğu da restaurant ve mağaza olmuş. Bodrum'un bu durumuna çok şaşırdık. Sanırım bu biraz da otellerin Herşey Dahil konaklama sisteminden kaynaklıyor. Bodrum'da biz de bu şekilde kaldık. Herşey dahil sistemi tamamen yeme-içme üstüne kurulmuş ve otelden bağımsız hareket etmenizi engelleyen bir sistem. Ben bu tarz otellerden çok hoşlanmıyorum ama bu seferlik böyle olsun dedik. Ama bir daha uzun bir süre gitmeyeceğiz sanırım. Oda-kahvaltı konaklamayı tercih ettiğinizde özgür oluyorsunuz. İstediğiniz yere gidip, istediğinizi yiyebiliyorsunuz, rahatça geziyorsunuz.
Bodrum'dan sonra 3 gün Marmaris'teydik. Bu arada Bodrum'un suyu çok soğuktu ve dalgalıydı. Marmaris daha sıcaktı ve sakindi. Rahatça yüzdük. Hele Sedir Adası'nın denizini fotoğraflar bile anlatmaya yetmez!
Sedir Adası'na Marmaris'in Çamlı köyünden tekneler kalkıyor. Yaklaşık 25 dakikada adaya varıyorsunuz. Ada, Kleopatra Adası olarak da geçiyor. Adanın en büyük özelliği kumu. Kum, bildiğimiz kum değil. Değişik bir yapısı var. Dünya'da sadece Sedir Adası'nda olduğu söyleniyor. Kendini yenilemediği için de gitgide azalıyor. Bu yüzden kumun ada dışına çıkarılması yasak! Fotoğraflardan da gördüğünüz üzere inanılmaz bir denizi var. Tertemiz ve turkuaz renkte! Hiç gitmedim ama sanırım Maldivler'in ve Bali'nin denizine benziyor. En son 18 sene önce gitmiştim Sedir Adası'na. Hala aynı güzellikte. Hiç bozulmaması dileğiyle...Herkese mutlu haftasonları!...

